0 544 542 52 54
  1. Psikoloji
  2. Yas Süreci
Yas Süreci
Kategori: Psikoloji

 Yas Süreci

Yas, sevdiğimiz veya ailemizden birinin kaybıyla yaşanan doğal bir tepkidir. Yas dönemi kaybı yaşayan kişinin, kaybettiği kişiyle yakınlık durumu ve ölüm nedeniyle de biçimlenmektedir.  Bu doğal tepki sürecine müdahale edilmemesi gereklidir. Kişinin yaşadığı yas tepkileri, depresyon semptomlarına çok benzemesinden dolayı yas döneminde olma çevre tarafından sorun olarak görülebilir. Ancak yas sürecinde yaşanan duygularda azalma olmadan devam ediyor ve durumu kabullenme gerçekleşmiyorsa, kaybın travmatik bir etki bıraktığı ortaya çıkar. Bu durum yas dönemi olarak kabul edilmez ve müdahale edilmesi gereklidir.

Yas döneminde sosyal yaşamı etkilenir ve yakınlarına davranışlarında da değişikler olabilir. Ancak zaman içinde kademe kademe düzelme olması ve kişinin kayıptan önceki yaşamındaki rutine dönmesi beklenir. Bu, kişinin unutacağı ya da özlemeyeceği anlamına kesinle gelmez. Kaybedilenin özlenmesi ya da hatıralarını zihinde canlandırmak son derece normaldir. Sorun, kaybın ardından kaybedilen kişinin kayıp zamanındaki halinin akla gelmesi ve bununla beraber aşırı üzüntü, acı, suçluluk gibi olumsuz duyguların azalmadan devam etmesi durumda ortaya çıkar. Kayıptan bir süre sonra kişinin halinde düzelme ve daha şiddetli yaşıyorsa depresyondan şüphelenmek gereklidir.

Yas sürecinin evreleri bulunmaktadır. Bu evreler şiddeti evre değişimde şiddeti de azalmaktadır. Yas sürecinin evrelerinin birisini dahi atlayıp yaşanmazsa yas süreci tamamlanmamış olur. Bu durumda kişinin yas süresinde uzama olabilir.

Yas tutma biçimi, kişide kişiye farklılık gösterebilir. Bu farklılık çoğunlukla kişilik yapısına bağlı olmakla birlikte; önceki yaşam deneyimleri, kaybedilen kişinin yas tutan kişi için anlamı, kaybın nasıl gerçekleştiği, beklenip beklenmediği, kaybı yaşayan kişinin kayıptan önceki psikolojik durumu yas sürecinin süresini ve yoğunluğunu belirler.

Yas süreci inkâr, öfke,  pazarlık, depresyon ve kabullenme olarak evrelere ayrılır;

İnkar

 Kaybın yaşandığı andan itibaren gerçekleşen ilk evredir. Bu evrede kişi yaşanan kaybın ardından hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşamamış gibi düşünülerek acı ile yüzleşmekten kaçınır.  Kaybettiği kişi hala hayattaymış gibi eski alışkanlıklarını değiştirmeden hayatına aynı şekilde devam eder. İnkâr sadece davranışlarla değil kişinin düşüncelerine ve sözlerine de yansır. ‘’Benim başıma böyle bir şey gelmez’’ ve ‘’bir sorun yok, her şey yolunda’’ gibi kişi kendine telkinde bulunur.

Öfke

 İnkâr evresinden sonra ikinci olarak öfke evresine geçirir. Kişi yaşadığı kayıp ile yüzleşir ve yüzleştiği bu gerçek yüzünden de derin bir öfke hisseder.  Kişi inkâr evresinde yapmadığı sorgulamayı bu evrede yapmaya başlar ve ardından ‘’Neden ben?’’, ‘’Bu haksızlık!’’ gibi sorular ve yargılar yapar.  Kaybı yaşayan kişi, duyduğu acının sorumlusu olarak kaybedilen kişi veya yaratıcı isyan olarak görebilir. Burada hissedilen öfke, gayet normal ve sağlıklı bir duygudur. Bir noktada kişinin kaybın acısıyla baş etmesini kolaylaştırır. Bu nedenle her duygu gibi öfkenin de yaşanması ve bundan kaçmamak gereklidir.

Pazarlık

Kişi öfke evresinde yaşadığı duygu yoğunluğu ile başa çıkabilmek ve kaybı kabul edilebilir bir seviyeye getirmek için kendisiyle, çevresiyle ya da yaratıcıyla dua aracılığıyla pazarlık yapmaya başlar. Yaptığı pazarlıkla daha sakin bir ruh haline sahip olmasına neden olur. Bu evrede kişi inkâr evresini yavaş yavaş sona erer.  Kişi, hayatının yeni dönemini gözden geçirmeye ve bu dönemi en az yarayla çıkabilmek için pazarlık yapar. Ancak kişi kaybı kabul etmeyle birlikte mutsuzluk duygusu hissedilir. Ve depresyon belirtileri ile depresyon evresine geçirir.

Depresyon

 Depresyon evresinde kişi, kaybı inkâr etmeyi tamamen bırakır ve gerçeklerle yüzleşir. Kişi gerçeklerle yüzleştiğinde artık hiçbir şeyin eskisi gibi ve güzel olmayacağını inancına girer. Bu nedenle kişi büyük bir mutsuzluk içine girer ve ruhsal çöküntü yaşamaya başlar. Bu evrede kişilerde;

  • İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçma
  • İştah bozukluğu
  • Uyku düzensizliği
  • İçe kapanma
  • İş ve eğitim hayatının sekteye uğraması
  • Öz bakımı aksatma gibi durumlar gözlenir. Ancak depresyonun şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kişideki depresyon şiddeti yüksekse bazı müdahaleler gerekebilir. Depresyon evresi diğer evrelere göre yaşanması daha önemlidir.  Depresyon evresinin bitmesiyle kabullenme evresine geçirir.

Kabullenme

 Kişi, kaybı kabul ederek artık kişi bu gerçekle yaşamaya başlar. Ve normal yaşantısına geri döner. Kişi yas sürecinde uzaklaştığı sosyal yaşamına ve çevresine tekrar yakınlaşmaya başlar. Hayatında bazı değişiklikler yapabilir. Ancak burada en önemli ve unutulmaması gereken konu; yas sürecinin bitmiş ve kaybı kabullenmiş olması kişinin kayıpla ilgili hiçbir şey hissetmeyeceği, unutacağı anlamına gelmez. Aksine kaybedilen kişi hatırlandıkça ve bazen konuşulunca acı hissedilecektir ki bu da kaçınılmaması gereken bir durumdur.

Profesyonel olarak bu konuyla ilgili psikolojik danışmanlık sürecinde neler yapılabileceğini merak ediyorsanız, Mersin psikolog hizmetlerimiz için 0324 408 22 42  yi arayarak veya sayfanın alt sağ köşesindeki whatsapp simgesini tıklayarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

 

 

Blog Kategorileri

Son Blog Yazıları

EMDR Terapisi

EMDR Terapisi

EMDR Terapisi Nedir? EMDR Terapisi (Göz Hareketi Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) insanların travma ve TSSB, anksiyete, depresyon ve panik bozuklukları dahil olmak üzere üzücü yaşam deneyimlerinden kurtulmalarına yardımcı olduğu kanıtlı, kapsamlı araştırmalara...

Sınava Hazırlık Sürecinde Psikolog Desteği

Sınava Hazırlık Sürecinde Psikolog Desteği

Sınava Hazırlık Sürecinde Psikolog Desteği Neden İhtiyaç Duyulur? Sınava hazırlık sürecinde psikolog desteği gerekmektedir. Çoğunlukla öğrencilerin sınava yönelmesi zordur. Bazen de birey, sürecin nasıl yönetileceği konusunda çıkmazda gibi hissedebilir. Çünkü...

Yaşlılık Psikolojisi

Yaşlılık Psikolojisi

Yaşlılık Psikolojisi Yaşlılık süreci; bedensel, psikolojik, bilişsel değişimlerin yaşandığı bir süreçtir. Bununla birlikte hem bedensel sağlığın hem de psikolojik sağlığın önem kazandığı ve sorunların yaşandığı bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı...

Toksik İlişki

Toksik İlişki

Toksik İlişki Hayatımızda bize iyi gelen, ruhumuzu besleyen insanlar vardır. Bununla birlikte iyi gelmeyen ve duygularımıza, benliğimize zarar veren insanlar da hayatımızın bir yerinde bulunur. Bu nedenle bizi yıpratan ve hem duygusal hem de psikolojik boyutta zarar...

Ergenlerde Yeme Bozuklukları

Ergenlerde Yeme Bozuklukları

Ergenlerde Yeme Bozuklukları Ergenlerde yeme bozuklukları, bireyin ruh sağlığını olumsuz şekilde etkileyen önemli bir psikiyatrik bozukluktur. Bu bozukluklarda aşırı yeme veya yetersiz beslenme davranışı ön plandadır. Fakat bedensel belirtiler dikkat çekse de...

Ders Çalışma İsteksizliği

Ders Çalışma İsteksizliği

  Ders Çalışma İsteksizliği Ders çalışma isteksizliği, ‘’Ders çalışmak istemiyorum’’, ‘’   Çalışmanın bana ne faydası var’’, ‘’Tek seferde okuduğum her şeyi anlamam gerek’’, veya ‘’Ders çalışsam da bir işe yaramaz’’ gibi ifadelerle dile getirilen bir sorundur....

Ergenlik Döneminde Yaşanan Sorunlar

Ergenlik Döneminde Yaşanan Sorunlar

Ergenlik Nedir? Ergenlik, bireyin pek çok değişimi aynı dönemde yaşadığı bir süreçtir. Birey bu ergenlik süreçte psikolojik, fiziksel, hormonal farklılıklar ve değişimler yaşar. Bunların yanında kişilik ve kimlik arayışı içerisindedir. Bu arayış ve değişimlere uyum...

ACT Terapisi

ACT Terapisi

 ACT Terapisi (Kabul ve Kararlılık Terapisi) ACT Terapisi, CBT terapiler içinde yer alan üçüncü dalga terapi yöntemi olarak tanımlanır. Bu terapi yöntemi negatif düşünce, duygu ve durumların kabullenilmesi gerektiğini benimser. Bunun sonucunda ise olumsuz duygu,...